Diş çürüğü mü? Evet, klasik… Genelde diş fırçalamayı aksattığında veya şekerli şeyleri fazla kaçırınca başlıyor o tatsız hikaye. Önce minik bir çürük, sonra hop diye sinire kadar ilerliyor; ağrı desen fena, bazen suratın bir tarafı şişiyor, insan aynaya bakmak istemiyor. İşte böyle anlarda kurtarıcı kanal tedavisi devreye giriyor. Çoğu kişi adını duyunca korkar ama aslında dişi kurtarmanın en mantıklı yolu bu.
Kanal tedavisinin olayı şu: Dişin derinlerinde, pulpa dedikleri sinir ve damar yumağı var. Orası çürükle veya enfeksiyonla bozuldu mu, dişin içi resmen mikrop yuvası oluyor. Doktor, lokal anesteziyle seni uyutuyor, ağrı yok. Sonra enfekte olmuş her şeyi temizliyor, dişin içini dezenfekte ediyor, kanal boyunu ölçüyor falan… Gerekirse birkaç seans sürüyor, arada geçici dolgu falan yapıyorlar. Sonunda da özel bir dolgu malzemesiyle o kanalı tıkıyor, dişin üstünü de kapatıyorlar. Diş çekilmeden kurtuluyor, hem de yıllarca kullanabiliyorsun. İmplant, köprü gibi şeylerle uğraşmana da gerek kalmıyor.
Peki, ne zaman kanal tedavisi şart? Sinire kadar inen çürükler, dişe gelen darbeler, ya da sürekli yapılan işlemler nedeniyle dişin içi mikrop kaptıysa… Soğuk, sıcak bir şey içince dişin zıplıyorsa, yemek yerken ağrıyorsa ya da diş etinde şişlik çıktıysa, geçmiş olsun, kanal tedavisi kapıda. Erken davranmazsan enfeksiyon köke, çene kemiğine kadar yayılır, başın ciddi derde girer. O yüzden diş ağrısını hafife almayın, doktora gidin.
Antalya’da mı yaşıyorsun? O zaman Termesos Bulvarındaki Dentaest Diş Polikliniğine uğrayabilirsin. Modern cihazlar, deneyimli diş hekimleri, kısacası işin ehli bir ekip var orda. Kanal tedavisini öyle korkulacak bir şey olmaktan çıkarıyorlar, hem de konforlu bir ortamda. Kısacası, dişini kaybetmeden işin içinden tertemiz çıkmak istiyorsan, Antalya kanal tedavisi için adres belli.